3 Ağustos 2014 Pazar

Çeşme'ye Dönüşmeden Gidilmesi Gereken Yerler 1: Selimiye



Evli iseniz tatil planı denen şey de diğer şeyler gibi müşterek olduğu için hali ile tartışmalara neden olabiliyor. Tatil planlarında biz erkekler her şey dahillere yöneliyoruz sanırım. Bunun ilk nedeni bütçeni bilebiliyor olman. Ekstra çıkma şansı pek yok. Yemekse açık büfe yardır gitsin. Ayrıca malak gibi havuz kenarında takıl; turistleri kes falan :P

Kadın kısmısı ise butikten yana oluyor. Böyle denize karşı kahvaltı edeyim, kitap okuyayım falan. Ne yalan söyleyeyim ben de aynı fikirdeydim bu sene. Zaten o her şey dahil yerlerdeki kargaşayı çekecek gücüm yoktu. Hem asosyal bir insan olduğum için de butik daha mantıklı gelmişti. Ayrıca bütçede de farklılık olmuyor aslında. Zira her şey dahil ödediğin yerde özellikle 4 günden az kalıyorsan zaten paranın hakkını alma şansın, tesisi tam kapasite kullanma şansın yok.

Sonuç olarak tatil olarak huzurlu, sessiz hatta emekli yeri ama güzel denizi olan bir yer aradık.
Bu tanıma uyan Türkiye’de aslında onlarca yer var. Zaten ben ararken sıkıldım. Hanımköylü olduğum için de ona bıraktım. Hastalıkta sağlıkta tatilde falan ehehehe. Biz onların içinden Selimiye’yi seçtik. Aracımız olmadığından Selimiye’ye ulaşımda biraz sıkıntı çektik. Marmaris’ten Selimiye’ye 1 saatte 1 hatta saat 13 te araç da yok 14 ü beklemek zorundasınız. Bir daha gitsem kesinlikle araç kiralarım. Çünkü etrafta da çok fazla gidilebilecek yer var ve ulaşım sorunu yüzünden gidemiyorsunuz.
Loca'nın Bahçesinden Selimiye

Selimiye’ye vardığımızda hoteli bizi almaları için çağırmadan önce şöyle bir sahili gezelim dedik. Yola çıkmak için saat 04.30 da kalmıştık Selimiye'ye vardığmızda saat 15:45 ti. Çok yorgunduk. 20lik dişim tatile çıktığımı fırsat bilip pislik olsun diye ağrımaya başlamıştı. Ayrıca ulaşım yüzünden biraz canımız sıkkındı ama gördüğümüz manzara her şeyi sildi attı. Müthiş bir deniz müthiş bir manzara. Araç sesi sıfır. Ufak ufak teknelerin motor sesi ve deli gibi cır cır böceği sesi.


Biz Selimiye’de Loca Hotel’de kaldık. Trakyalı bir ailenin işlettiği çok tatlı bir yer. Ailede herkes 7/24 olabilcek sorunları  çözmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ulaşım sorunumuzu imkanları dahilinde sorun olmaktan çıkardılar. Tatil planlamamızda da çok yardımcı oldular. Hotel Selimiye’yi tepeden görüyor. Hatta havuza girdiğinizde Selimiye’yi panoramik olarak görüyorsunuz ki hayran kalmamak elde değil. Hotelin kahvaltısındaki reçeller müthişti. Kendileri yapıyorlarmış. Giderken eve de aldık. Ayrıca reçellerin ücretleri lösev’e bağış olarak gidiyormuş.
1.      İlk günü zaten geç de geldiğimiz için havuzda geçirdik diyebilirim. Akşam otelden 750 m kadar aşağıda kalan Selimiye’ye yürüyerek indik. Dükkanları falan gezdik. Müthiş takılar satan bir sürü dükkan var. Ayrıca Selimiye'nin esnafı da yapışkan olmayan insanlardan. O yüzden de burayı ayrıca sevdim.

Sahilde yürükten sonra yemek yiyelim dedik. E tabii o manzarada, denize sıfır insanın aklından rakı balık geçiyor. Bunun için internette araştırdığımız kadarı ile Sardunya restaurant vardı. Gittik fakat rezervasyon istedikleri için başka alternatiflere yönelmemiz gerekti.  Bizde Sardunya’ya giderken gördüğümüz ve hoş gözüken  Aurora’ya oturduk. İlgi alaka, mekan güzeldi fakat mezeler falan müthiş değildi. Selimiye’de bence böyle bir problem mevcut. Sahil kasabası olmasına rağmen balıklar, mezeler, deniz ürünleri konusunda kötüler. En iyi yediğimiz ve gerçekten istanbul’da öylesini yemediğim dediğim şey badem’de yediğimiz mantıydı. Düşün yani. Ama gidince mutlaka ona da midede yer ayırın derim.
2. günü koyları gezerek geçirdik. Yine loca’dan Kansu’nun tavsiyesi ile bir tekne turu yaptık. Tekneyi işleten bir aile. Küçük kızları ile çekip çeviriyorlar. Çok sessiz ve sakin bir turdu. Teknedeki insan profili de yine bizim gibi sessiz sakin insanlardı. “bir çılgınlık yaparım” tadında insan yoktu.

Diş Adası
 Koylardaki denizi görünce, o koylarda yüzünce döndüğümüzde Selimiye’nin denizine burun kıvırdık. İnsan nankör J fakat o koylardaki deniz müthiş biz ne yapalım? Nankörlük bizim fıtratımızda var.

3. Gün yine loca’nın yönledirmesi ile mehmet’in yerinde geçirdik. Şezlong parası 15 tl. yemek yerseniz -ki yemelisiniz Selimiye’ye yemek için söylediğim şeyleri burası tek başına pozitif yapar- bunu yemek parasından düşüyorlar. Denizi saat 12 ye kadar harika. 12 den sonra yine harika ama koy rüzgar yediği için bulanıklaşıyor. Bulanık diyorsam da Marmara göre algılamayın tabii. Marmara maalesef hep beraber bizim umumi tuvaletimiz yaptığımız bir yer.
Mehmet'in Yeri

Kısa ama çok dinlendirici ve maalesef içimizde kalan bir tatil oldu. Birkaç seneye kadar bu cennet yer muhtemelen Çeşme gibi olacak.
O zamana kadar sessizliğin tadını çıkarmakta fayda var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder