2 Ekim 2012 Salı

Interview with the Vampire/ Mülakat Anıları


Mülakat Anıları-1

Smmm Büroları

Mülakatlar bir nevi vampirle görüşme midir?
Interview with the Vampire 94 yılında gösterime girdiğinde çok ses getirmişti. Aynı adlı romandan uyarlanmıştı diye hatırlıyorum.  Bir vampirin psikolojisini anlatan farklı bir yapıt olarak sinema tarihine geçmişti. Bizim mülakatların bunla ne alakası var diyorsanız olaya şöyle bakın;
Vampirler yanlarına alacaklarını kendileri seçerler. Ölümsüzlük verdiklerini söylerler ama kanları ile birlikte yaşam enerjilerini de emerler. Hoş bu film için konuşursak, tek bir farkları vardır, Lestat kendine arkadaş da arıyordu.
İşten ayrıldıktan sonra ilk başvurmaya başladığım yerler mesleğimden dolayı mali müşavirlik büro ve şirketleriydi. Genelde bu şirket 4 büyükleri saymazsak verdikleri ilanlara çok hızlı dönüş yaparlar. Ve bir tüyo vereyim, bürolar maliyeti sıfır olduğu için eleman ihtiyaçlarını elemanonline.com üzerinden karşılarlar.
İlk gittiğim mülakatlardan birinde görüştüğüm şirket, bir katı mali müşavirlik hizmetleri, bir katı ymm hizmetleri, bir katı da sigorta aracılık hizmetlerinin verildiği bir binadaydı. Tabii meslek kanunu ve etik ilkeler çok şık bir biçimde kılıfına uydurulmuş, bu nedenle haksız rekabet yaratan bir şirket olduğunu söylememe gerek yok sanırım. 
Türmob her ne kadar “etik bizim namusumuzdur” dese de iş öyle olmuyor.
Bir kere denetim sıfır. Ufak tefekseniz tepenize binerler fakat büyükseniz ve kılıfına uygun şekilde işi götürüyorsanız, araya kankilikler, üstadlıklar falan girer, siz işinize kaldığınız yerden devam edersiniz.
İkinci olarak etik ilkeler, ahlak insanın içinde olan bir şey bence. Yani o koyduğunuz kurallara uyulup uyulmadığını kontrol etmiyorsanız, onları uygulaması gereken adamlar sadece kendilerinin etik algıları ve ahlakları ölçüsünde kurallara uyacaklardır. E bizde de etik algısı biraz zayıf. Herkes her şeyi yapmaya hakkı olduğunu düşünüyor çünkü.

Mülakata dönersek;
İlk olarak yazı yazmanın pek mümkün olmadığı saçma sapan bir masada, onların verdiği bir öz geçmiş formatında yine ve yeniden öz geçmiş doldurdum.  Öz geçmiş formatını yapan adamın Word ve Excel bilgisine hayran kaldım. Misal ad ve soyad kısımlarını kutucuklar ile doldurmamızı beklemiş adam. Tik atsak yeriydi yani.  Formu doldurduktan sonra  “patron”a çıkardılar. Biraz kağıda göz gezdirdi, bir iki soru sordu. Sorulardan biri şuydu; “tek düzen hesap planında her hesabı biliyor musun?”.  Bu soru köşede kalsın. Bu işin içindekiler sanırım buna verilecek cevapları vermişlerdir. Ama tabii ekmek parası derdinde olunca o cevaplar yerine daha tatlı cevaplar vermek zorunda kalıyorsunuz. Birkaç tane daha soru sorduktan sonra şartları açıkladı:
“Cumartesi dahil 8:30-18:30 çalışırız. 800 tl maaş, yemeği burada yersin 70 tl yol”

Şimdi bu adam 3 katlı bir ofisin başında olmasını geçtim, tek bir mali müşavir dahi olsa bu yaklaşımda bulunamamalı bana göre. Bu mesleği seçen adam/kadın 4 sene okuduktan sonra staj başlatmaya giriyor. Staj başlatmayı kazanırsa staj yeri için kendini yırtıyor. Muhtemelen cebinden sigortasını ödüyor. Sonra  3 sene sonra yine sınavlara giriyor, kazanırsa deli gibi para bayılıp belge alıyor. Oda aidatları falanlarla filanlarla işe girerse sen ona 800 tl vermeyi teklif ediyorsun.  Nedeni de şu “biz de o yollardan geçtik” mantığı, yani askerdeki devrecilik gibi bir şey.  Ha mali müşavir olarak personeline iyi para verecek şartların yoksa da ona göre iş alacaksın, ayağını bana göre değil yorganına göre uzatacaksın. Bu arada böyle yerlerde bu kadar maaş verilirken çoğu iş yerinin ön muhasebe elemanlarının aldığı paraları duyduğunuzda dudağınızda uçuk çıkabilir. Bunu kesinlikle ön muhasebe elemanları az almalı diye söylemiyorum. Doğrusu böyle olmalı diye söylüyorum. Çalışan herkes ev geçindiriyor ve o kadar maaşı da hak ediyor. Burada anlatmak istediğim o iyi para vermek en azından hayatını idame ettirmek için gereken miktardır.

Uzun lafın kısası çoğu smmm bürosu ve  şirketi, kurumsallığın “k”sinin yanından geçmez ve size alçak eşek muamelesi yapar. Bu tip yerlerde zaman kaybedeceğinize büyük denetim şirketlerine ingilizcenizi de geliştirerek gitmeniz daha hayırlı olur. Bir diğer  tavsiyem, hiç bir zaman hayatınızdan ödün vermemeniz gerektiğidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder