Mülakat Anıları-1
Smmm Büroları
Mülakatlar bir nevi vampirle görüşme midir?
Interview with the Vampire 94 yılında gösterime girdiğinde çok ses
getirmişti. Aynı adlı romandan uyarlanmıştı diye hatırlıyorum. Bir vampirin
psikolojisini anlatan farklı bir yapıt olarak sinema tarihine geçmişti. Bizim
mülakatların bunla ne alakası var diyorsanız olaya şöyle bakın;
Vampirler yanlarına alacaklarını kendileri seçerler. Ölümsüzlük
verdiklerini söylerler ama kanları ile birlikte yaşam enerjilerini de emerler.
Hoş bu film için konuşursak, tek bir farkları vardır, Lestat kendine arkadaş da
arıyordu.
İşten ayrıldıktan sonra ilk başvurmaya başladığım yerler
mesleğimden dolayı mali müşavirlik büro ve şirketleriydi. Genelde bu şirket 4
büyükleri saymazsak verdikleri ilanlara çok hızlı dönüş yaparlar. Ve bir tüyo
vereyim, bürolar maliyeti sıfır olduğu için eleman ihtiyaçlarını
elemanonline.com üzerinden karşılarlar.
İlk gittiğim mülakatlardan birinde görüştüğüm şirket, bir katı mali müşavirlik
hizmetleri, bir katı ymm hizmetleri, bir katı da sigorta aracılık hizmetlerinin verildiği bir binadaydı. Tabii meslek kanunu ve etik ilkeler çok şık
bir biçimde kılıfına uydurulmuş, bu nedenle haksız rekabet yaratan bir şirket olduğunu söylememe gerek yok
sanırım.
Türmob her ne kadar “etik bizim namusumuzdur” dese de iş öyle
olmuyor.
Bir kere denetim sıfır. Ufak tefekseniz tepenize binerler fakat
büyükseniz ve kılıfına uygun şekilde işi götürüyorsanız, araya kankilikler, üstadlıklar falan
girer, siz işinize kaldığınız yerden devam edersiniz.
İkinci olarak etik ilkeler, ahlak insanın içinde olan bir şey bence.
Yani o koyduğunuz kurallara uyulup uyulmadığını kontrol etmiyorsanız, onları uygulaması gereken adamlar sadece kendilerinin etik algıları ve ahlakları ölçüsünde kurallara uyacaklardır. E bizde de etik algısı biraz zayıf. Herkes her şeyi
yapmaya hakkı olduğunu düşünüyor çünkü.
Mülakata dönersek;
İlk olarak yazı yazmanın pek mümkün olmadığı saçma sapan bir
masada, onların verdiği bir öz geçmiş formatında yine ve yeniden öz geçmiş
doldurdum. Öz geçmiş formatını yapan adamın Word ve Excel bilgisine
hayran kaldım. Misal ad ve soyad kısımlarını kutucuklar ile doldurmamızı beklemiş
adam. Tik atsak yeriydi yani. Formu
doldurduktan sonra “patron”a çıkardılar. Biraz kağıda göz gezdirdi, bir iki soru sordu. Sorulardan biri şuydu; “tek düzen hesap planında her hesabı biliyor
musun?”. Bu soru köşede kalsın. Bu işin içindekiler sanırım buna verilecek
cevapları vermişlerdir. Ama tabii ekmek parası derdinde olunca o cevaplar
yerine daha tatlı cevaplar vermek zorunda kalıyorsunuz. Birkaç tane daha soru
sorduktan sonra şartları açıkladı:
“Cumartesi dahil 8:30-18:30 çalışırız. 800 tl maaş, yemeği burada
yersin 70 tl yol”
Şimdi bu adam 3 katlı bir ofisin başında olmasını geçtim, tek bir
mali müşavir dahi olsa bu yaklaşımda bulunamamalı bana göre. Bu mesleği seçen
adam/kadın 4 sene okuduktan sonra staj başlatmaya giriyor. Staj başlatmayı
kazanırsa staj yeri için kendini yırtıyor. Muhtemelen cebinden sigortasını
ödüyor. Sonra 3 sene sonra yine sınavlara giriyor, kazanırsa deli gibi
para bayılıp belge alıyor. Oda aidatları falanlarla filanlarla işe girerse sen
ona 800 tl vermeyi teklif ediyorsun. Nedeni de şu “biz de o yollardan
geçtik” mantığı, yani askerdeki devrecilik gibi bir şey. Ha mali müşavir
olarak personeline iyi para verecek şartların yoksa da ona göre iş alacaksın,
ayağını bana göre değil yorganına göre uzatacaksın. Bu arada böyle yerlerde bu
kadar maaş verilirken çoğu iş yerinin ön muhasebe elemanlarının aldığı paraları
duyduğunuzda dudağınızda uçuk çıkabilir. Bunu kesinlikle ön muhasebe elemanları
az almalı diye söylemiyorum. Doğrusu böyle olmalı diye söylüyorum. Çalışan
herkes ev geçindiriyor ve o kadar maaşı da hak ediyor. Burada anlatmak
istediğim o iyi para vermek en azından hayatını idame ettirmek için gereken
miktardır.
Uzun lafın kısası çoğu smmm bürosu ve şirketi, kurumsallığın
“k”sinin yanından geçmez ve size alçak eşek muamelesi yapar. Bu tip yerlerde
zaman kaybedeceğinize büyük denetim şirketlerine ingilizcenizi de geliştirerek
gitmeniz daha hayırlı olur. Bir diğer tavsiyem, hiç bir zaman hayatınızdan ödün vermemeniz gerektiğidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder