2 Ekim 2012 Salı

Holivud yapınca bir şey yok Cüneyt yapınca auuvv!!!



Tam Cüneyt Arkın ve Fatma Girik'in Şerif Gönen gibi bir ustanın çektiği Gelincik filmi hakkında pis pis, kaka kaka bir şeyler karalayacaktım ki, Liam Neeson'un Taken'nını izledim.

Gelincik filmi 1978 yapımı bir film.
Cüneyt Arkın (Ali Şan) emekli bir yüzbaşı. Gani gani çocuğu, Gelincik isimli atı, köpeği ve kuşları ile mutlu mesut bir hayat sürmekte. Kıbrıs harekatında bulunmuş. Artık ne yaşayıp görmüşse, ne operasyonlara girmişse bir yemin etmiş; silaha falan tövbe etmiş. Fatma Girik (Fato), ne idüğü belirsiz işlerle zengin olmuş bir babanın kızı. Hikaye malum, bunlar birbirini sever, kötü adamlar ayırmaya çalışır, yemin bozulur, ortalık kan revan olur falan.
Hikayede ilginç olan  bir çok nokta var. Ali Şan'ın okuduğu mesaj kaygılı kitaplardan tutun da çocukları ile kızılderili gibi konuşması, kiralık katillerden birinin amerikalı olması, kötü adamlardan kaçarken ailenin bir anda çölde mahsur kalması gibi değişik şeyler. Şimdi bu filmi yerden yere vurabiliriz. Oyunculuk olsun, hikaye olsun gerçekten yerlerde. Sene 1978, o yıllarda büyük prodüksiyonlu film ancak bir tane çıkıyor, o da bu. 
Peki gelelim ikibinli yıllara; oyuncu Liam Neeson. Batman Begins ile gönüllerimizdeki yerini iyice sağlamlaştırmış karizmatik insan. Onyedi yaşındaki kızını oynayan oyuncu, otuz yaşına gelmiş Maggie Grace. Konu yine basit; eski CIA ajanının kızı Paris'te kaçırılır ve eski CIA ajanımız yemini bozar, kızını kaçıranlara hayatı dar eder.

Filmin başında Liam'ın karakterine "Rambo" diye hitap edilmesinin boş bir gönderme olmadığını film ilerledikçe görüyoruz. Belki Cüneyt Arkın gibi sanki toprakta zıplama tahtası varmış gibi habire uçarcasına zıplamıyor ama  en az onun kadar saçma sapan işlere imza atıyor.
Peki biz türk filmi Gelincik'i -ki 78 yapımı olduğunun tekrar altını çizelim- yerin dibine sokarken, bu filmi 2008 de nasıl baş tacı edebiliyoruz?
Bunun bir kısmı aksiyondan geçiyor sanırım. Krav maga tekniği holivudda en çok tutulan dövüş tekniklerinden biri ve filmin aksiyon sahnelerini izlenir kılıyor. Konuyu siktir edip bu dövüş sahnelerini  göze ne kadar hoş şekilde çekerseniz,  şekilciliğin tuttuğu bu dünyada bu konusuz filmi de yutturabiliyorsunuz bu kadar basit.

2. kısım da biz ile ilgili. Türk insanın kendinden olanı aşağılama mantığı yıllardan beri süre gelen en büyük sorunlardan biri bence. Bu yazının başlığı şu videodan alıntı idi . 
Hasan Şaş da bundan dertli. Biz Hagi'ye hoşgörü gösterirken, ona ilk şutunda küfürü basıyoruz. Futbol okullarında da bu böyledir. Yurt dışında "şut çek" diye seni teşvik eder. Burada şut çekersen, üzerine şutun auta giderse 3 tur sahayı turlama cezası yersin bir de  "atanalırspor" der hoca sana :) e sen de şut çekmezsin. Sonra da Hagiler neden çıkmıyor alt yapıdan?

Bu arada Gelincik filminden jandarmanın şu artistik patinajını koymazsam bence ayıp olur.



Karikatür

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder